film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2015 Salı

Kendinize pay çıkarabileceğiniz bir film!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.

Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. V for Vendetta'yı her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Remember, remember, the fifth of november! (Hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganı ve gerçekleştirdiği eylemler yönetimi ve halkı hareketlendirir. (5 Kasım 1605; Guy Fawkes'un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir.) Sadece kapalı devre TV yayını yapılan İngiltere'de yayıncı kuruluşu basar ve bir sonraki sene 5 Kasım'da her şeyin değişeceğini ve onun gibi düşünen herkesin sonraki sene 5 Kasım'da Parlemento Binası'nın önünde toplanmasını ister.
Filmde bir yandan bir sene içinde halkın uyanışına, yönetimin gerildikçe baskıyı arttırmasına, özgürlük için gerekli temellerin atılmasına, dedektif Finch'in (Stephen Rea) V'nin ve despot rejimin sırlarını araştırmasına, diktatörlüğün doğuşu ve gelişmesine tanık olurken; diğer yandan Evey'in V'yi ve kendini tanıması, yönetimin kişisel yaşama saldırısı, özgürlüklerin korkulara kurban edilmesi anlatılmaktadır.
Filmin sonunda halk değişime hazırdır, diktatörü devirmek ve parlamentonun havaya uçmasını izlemek için suratlarındaki Fawkes maskelerine rağmen (ki o maskeleri tüm İngiliz halkına V yollamıştır), 4 Kasım geceyarısı parlementoya doğru önlerindeki askerlerden oluşmuş barikatı aşarak yürürler.Aynı anda V intikamını diktatörden, Adam Sutler'den (John Hurt), alır; ölümcül yaralarla Evey'e döner birbirlerine aşklarını ilan ederler. V, Evey'in kollarında ölür. Dedektif Finch, patlayıcı dolu metro vagonuna konmuş V'nin cenazesine ve vagonları harekete geçirmek üzere olan Evey'e ulaşır.Silahını doğrultur ama Evey'in sözlerinden etkilenir ve silahını indirir. Film parlamento binasının havaya uçurulması ile sona erer.
Filmde Londradaki iki anıt bina havaya uçurulur; filmin başında Londra Ağır Ceza Mahkemesi ve sonunda Westminister Sarayı, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde yerle bir olur.

Film boyunca V maskesini sadece bir kez, ağlamak için çıkarır, bu sahnede de yüzü değil maske görünmüştür. Bu sahnede sürekli gülümseyen maske altında acı çeken ve ağlayan devrimci ve aşık karakter yattığı ironisi çok güzel vurgulanmıştır. Filmde V'nin yüzü hiç görülmez.

28 Aralık 2014 Pazar

Yeni yılda film izlemek isteyenler için!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.

Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. V for Vendetta'yı her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Remember, remember, the fifth of november! (Hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganı ve gerçekleştirdiği eylemler yönetimi ve halkı hareketlendirir. (5 Kasım 1605; Guy Fawkes'un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir.) Sadece kapalı devre TV yayını yapılan İngiltere'de yayıncı kuruluşu basar ve bir sonraki sene 5 Kasım'da her şeyin değişeceğini ve onun gibi düşünen herkesin sonraki sene 5 Kasım'da Parlemento Binası'nın önünde toplanmasını ister.
Filmde bir yandan bir sene içinde halkın uyanışına, yönetimin gerildikçe baskıyı arttırmasına, özgürlük için gerekli temellerin atılmasına, dedektif Finch'in (Stephen Rea) V'nin ve despot rejimin sırlarını araştırmasına, diktatörlüğün doğuşu ve gelişmesine tanık olurken; diğer yandan Evey'in V'yi ve kendini tanıması, yönetimin kişisel yaşama saldırısı, özgürlüklerin korkulara kurban edilmesi anlatılmaktadır.
Filmin sonunda halk değişime hazırdır, diktatörü devirmek ve parlamentonun havaya uçmasını izlemek için suratlarındaki Fawkes maskelerine rağmen (ki o maskeleri tüm İngiliz halkına V yollamıştır), 4 Kasım geceyarısı parlementoya doğru önlerindeki askerlerden oluşmuş barikatı aşarak yürürler.Aynı anda V intikamını diktatörden, Adam Sutler'den (John Hurt), alır; ölümcül yaralarla Evey'e döner birbirlerine aşklarını ilan ederler. V, Evey'in kollarında ölür. Dedektif Finch, patlayıcı dolu metro vagonuna konmuş V'nin cenazesine ve vagonları harekete geçirmek üzere olan Evey'e ulaşır.Silahını doğrultur ama Evey'in sözlerinden etkilenir ve silahını indirir. Film parlamento binasının havaya uçurulması ile sona erer.
Filmde Londradaki iki anıt bina havaya uçurulur; filmin başında Londra Ağır Ceza Mahkemesi ve sonunda Westminister Sarayı, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde yerle bir olur.

Film boyunca V maskesini sadece bir kez, ağlamak için çıkarır, bu sahnede de yüzü değil maske görünmüştür. Bu sahnede sürekli gülümseyen maske altında acı çeken ve ağlayan devrimci ve aşık karakter yattığı ironisi çok güzel vurgulanmıştır. Filmde V'nin yüzü hiç görülmez.

8 Aralık 2014 Pazartesi

İlgi çeken filmler!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.

Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. V for Vendetta'yı her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Remember, remember, the fifth of november! (Hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganı ve gerçekleştirdiği eylemler yönetimi ve halkı hareketlendirir. (5 Kasım 1605; Guy Fawkes'un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir.) Sadece kapalı devre TV yayını yapılan İngiltere'de yayıncı kuruluşu basar ve bir sonraki sene 5 Kasım'da her şeyin değişeceğini ve onun gibi düşünen herkesin sonraki sene 5 Kasım'da Parlemento Binası'nın önünde toplanmasını ister.
Filmde bir yandan bir sene içinde halkın uyanışına, yönetimin gerildikçe baskıyı arttırmasına, özgürlük için gerekli temellerin atılmasına, dedektif Finch'in (Stephen Rea) V'nin ve despot rejimin sırlarını araştırmasına, diktatörlüğün doğuşu ve gelişmesine tanık olurken; diğer yandan Evey'in V'yi ve kendini tanıması, yönetimin kişisel yaşama saldırısı, özgürlüklerin korkulara kurban edilmesi anlatılmaktadır.
Filmin sonunda halk değişime hazırdır, diktatörü devirmek ve parlamentonun havaya uçmasını izlemek için suratlarındaki Fawkes maskelerine rağmen (ki o maskeleri tüm İngiliz halkına V yollamıştır), 4 Kasım geceyarısı parlementoya doğru önlerindeki askerlerden oluşmuş barikatı aşarak yürürler.Aynı anda V intikamını diktatörden, Adam Sutler'den (John Hurt), alır; ölümcül yaralarla Evey'e döner birbirlerine aşklarını ilan ederler. V, Evey'in kollarında ölür. Dedektif Finch, patlayıcı dolu metro vagonuna konmuş V'nin cenazesine ve vagonları harekete geçirmek üzere olan Evey'e ulaşır.Silahını doğrultur ama Evey'in sözlerinden etkilenir ve silahını indirir. Film parlamento binasının havaya uçurulması ile sona erer.
Filmde Londradaki iki anıt bina havaya uçurulur; filmin başında Londra Ağır Ceza Mahkemesi ve sonunda Westminister Sarayı, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde yerle bir olur.

Film boyunca V maskesini sadece bir kez, ağlamak için çıkarır, bu sahnede de yüzü değil maske görünmüştür. Bu sahnede sürekli gülümseyen maske altında acı çeken ve ağlayan devrimci ve aşık karakter yattığı ironisi çok güzel vurgulanmıştır. Filmde V'nin yüzü hiç görülmez.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Unutamayacağınız filmler!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.

Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. V for Vendetta'yı her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Remember, remember, the fifth of november! (Hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganı ve gerçekleştirdiği eylemler yönetimi ve halkı hareketlendirir. (5 Kasım 1605; Guy Fawkes'un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir.) Sadece kapalı devre TV yayını yapılan İngiltere'de yayıncı kuruluşu basar ve bir sonraki sene 5 Kasım'da her şeyin değişeceğini ve onun gibi düşünen herkesin sonraki sene 5 Kasım'da Parlemento Binası'nın önünde toplanmasını ister.
Filmde bir yandan bir sene içinde halkın uyanışına, yönetimin gerildikçe baskıyı arttırmasına, özgürlük için gerekli temellerin atılmasına, dedektif Finch'in (Stephen Rea) V'nin ve despot rejimin sırlarını araştırmasına, diktatörlüğün doğuşu ve gelişmesine tanık olurken; diğer yandan Evey'in V'yi ve kendini tanıması, yönetimin kişisel yaşama saldırısı, özgürlüklerin korkulara kurban edilmesi anlatılmaktadır.
Filmin sonunda halk değişime hazırdır, diktatörü devirmek ve parlamentonun havaya uçmasını izlemek için suratlarındaki Fawkes maskelerine rağmen (ki o maskeleri tüm İngiliz halkına V yollamıştır), 4 Kasım geceyarısı parlementoya doğru önlerindeki askerlerden oluşmuş barikatı aşarak yürürler.Aynı anda V intikamını diktatörden, Adam Sutler'den (John Hurt), alır; ölümcül yaralarla Evey'e döner birbirlerine aşklarını ilan ederler. V, Evey'in kollarında ölür. Dedektif Finch, patlayıcı dolu metro vagonuna konmuş V'nin cenazesine ve vagonları harekete geçirmek üzere olan Evey'e ulaşır.Silahını doğrultur ama Evey'in sözlerinden etkilenir ve silahını indirir. Film parlamento binasının havaya uçurulması ile sona erer.
Filmde Londradaki iki anıt bina havaya uçurulur; filmin başında Londra Ağır Ceza Mahkemesi ve sonunda Westminister Sarayı, Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde yerle bir olur.

Film boyunca V maskesini sadece bir kez, ağlamak için çıkarır, bu sahnede de yüzü değil maske görünmüştür. Bu sahnede sürekli gülümseyen maske altında acı çeken ve ağlayan devrimci ve aşık karakter yattığı ironisi çok güzel vurgulanmıştır. Filmde V'nin yüzü hiç görülmez.

27 Ekim 2014 Pazartesi

Film haberleri sizi çok şaşırtacak!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.
Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. Goya'nın Hayaletleri her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Francisco Goya, 1700’lerin sonunda İspanya’nın en ünlü ressamı olarak Kral IV Carlos’un himayesinde sanatının en başarılı eserlerini vermektedir.

İlham perisi olarak kabul ettiği güzeller güzeli Inés, Engizisyon Mahkemesi ve bu mahkemenin kararlarına gizliden gizliye etkide bulunan rahip Lorenzo tarafından ahlaksızlık ve toplum değerlerine karşı gelmekle suçlanınca Goya, Inés’in bağışlanması için büyük bir savaş verecektir.

Güzel Inés’i mahkumiyetten, işkenceden ve ölüme terkedilmekten kurtaramasa da, 20 yıl sonra Fransızlar Engizisyonu kaldırıp mehkumlar serbest bırakılınca, Goya, Lorenzo ve Inés arasındaki asıl hesaplaşma o zaman başlayacaktır.

20 Mayıs 2014 Salı

Goya'nın Hayaletleri kaçırılmaması gereken bir film!

Beni her izlediğimde benden alan filmler var. Ama vize dönemimden dolayı bu filmi unutmuşum.
Geçenlerde yine yeni film haberlerine bakarken aklıma geldi ve izledim mükemmeldi. Goya'nın Hayaletleri her izlediğimde bana bu havayı yakalatması filmin bence en mükemmel filmler arasında olmasından olabilir. Tabi oyuncularından birinin gerçekten hayran olduğum biri olması da cabası. Herhalde Natalie Portman'ın izlemediğim filmi kalmamıştır. Filmin konusu da şu şekilde:

Francisco Goya, 1700’lerin sonunda İspanya’nın en ünlü ressamı olarak Kral IV Carlos’un himayesinde sanatının en başarılı eserlerini vermektedir.

İlham perisi olarak kabul ettiği güzeller güzeli Inés, Engizisyon Mahkemesi ve bu mahkemenin kararlarına gizliden gizliye etkide bulunan rahip Lorenzo tarafından ahlaksızlık ve toplum değerlerine karşı gelmekle suçlanınca Goya, Inés’in bağışlanması için büyük bir savaş verecektir.

Güzel Inés’i mahkumiyetten, işkenceden ve ölüme terkedilmekten kurtaramasa da, 20 yıl sonra Fransızlar Engizisyonu kaldırıp mehkumlar serbest bırakılınca, Goya, Lorenzo ve Inés arasındaki asıl hesaplaşma o zaman başlayacaktır.

30 Nisan 2014 Çarşamba

İzlenilecek filmlerden biri Walter Mitty!

İnsanlar sıkılınca çok farklı şeyler yapabilir. Ama en çok yapılan şey film izlemektir.
Geçenlerde film haberlerine bakarken izlenmesi gereken filmlerden birine denk geldim. Biliyorum büyük işsiz diyebilirsiniz bana ama öyleyim ne yapabilirim ki. Bazen sıkılınca değişik şeyler yapabiliyoruz.Neyse izlenmesi gereken şu filmden bahsedeyim. Filmin  adı Walter Mitty'nin Gizli yaşamı. Bir de konusuna bakalım :
Fantezi dünyasında sessiz sedasız bir hayat süren, tirajı yüksek "Life!" dergisinin fotoğraf arşivinde çalışmakta olan Walter, kendini hiç beklenmedik bir maceranın içinde bulur. Yeni iş arkadaşı Cheryl'la masumca flört etmeye başlamasının sonrasında hayatı, hayalindeki sevgilinin gerçeğe dönüşmesiyle değişir. Cheryl, onun uzun süredir düşlediği aşkın vücut bulduğu insandır. Ancak Walter, büyüsünün bozulacağını düşündüğünden hislerini Cheryl'a açıklamakta tereddüt etmektedir. Bir yandan da derginin artık yalnızca internetten yayın yapacağı haberini alması, onu işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya getirecektir. Derginin basılı yayın hayatına veda edeceği son sayısında çıkması planlanan önemli bir fotoğrafın yok olmasıyla işler karışır. Walter'ı ve Cheryl'ı akıl almaz olaylar ve sürpriz gelişmeler beklemektedir.

13 Mart 2014 Perşembe

Film Gecesi Yapmanın Püf Noktaları

Ben bu gece film izleyeceğim diyenler, üst üste 5 film bana birşey yapmaz diyenler. Bu yazımız tam size göre
Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin uzun versiyonlarını üst üste izlediğiniz oldu mu hiç. Buna benzer filmleri farklı zamanlarda izleyemezsiniz. Bir “Baba” serisini üst üste izlemeniz daha makbuldür. Bu filmler birbirlerine o kadar uyumlu ki ayrı ayrı izlendiğinde aynı tadı vermezler.

İşte bizimle aynı fikirde olan ve bu film maratonuna girmeyi kabul eden arkadaşlar için 10 tavsiye.
 

1.       İşinizin olmadığı bir gün seçin. Ne okul, ne toplantılar ne de herhangi bir olay. Çok acil bir işiniz varsa erken kalkıp bunu halledin ve gün içinde uğraşacak bir şey kalmasın. Ayrıca ertesi günün de boş olması gerekiyor çünkü maraton biraz uzun sürebilir


2.       Yemek film maratonu için önemlidir. Bu yüzden film gününden önce stoğunuzu doldurun. Eğer eksiklik olursa maraton yarıda kalırsa geri dönüşü pek mümkün olmaz. He bir de en sevdiğiniz pizzanın numarası elinizin altında olsun. Pizzasız film keyfi olmaz


3.       Filmi izleyeceğiniz yer rahat olsun. Malum günün geri kalanı orada geçecek. Yatak veya ayak destekli koltukları öneririm. Çünkü 11.5 saat aynı yerde olacaksınız tabi eziklik yapıp kısa versiyonu izlemezseniz.


4.       Başkalarının olmasını istiyor musunuz? Bu sık ne izlediğinize bağlı. Bizce film geceleri arkadaşlarla ve biraz alkolle daha eğlenceli hale gelir. Ama bazı filmler tek izlenmeli. Favori filmlerinizi veya geyik muhabbetinin modunuzu bozacağını düşündüğünüz filmleri tek izlemeniz gerekir.


5.       Sınırlarınızı bilin. Bazı insanlar için 10 saat oturup aynı noktaya bakmak sıkıntı oluşturmazken bazıları için aynı şey söylenemez. Siz hangi tarafta olduğunuzu öğrenin önce.


6.       Film maratonlarını çok sık yapmayın. Hem aynı filmi hem de maraton etkinliğini abartmayın. Hem sağlığınız hem de sosyal hayatınız açısından pek olumlu sonuçları olmayabilir. Aynı filmi de sürekli izlemeniz o filmin büyüsünü yitirmesine neden olacaktır.


7.       Kahveyi dayayın bol bol. Yatakta rahatça uzanıp ta uykuya dalmanız kadar doğal bir şey yok. İşte bu durumlarda çay, kahve veya enerji içecekleriyle ayakta kalın.


8.       Emin olun iyi hissetmeyeceksiniz. Gözlerinizin sürekli ekranda olacağını ve üzerinizde pizza kırıntıları olacağını ve sadece bir iki kere o da çay veya tuvalet ihtiyacı için ayağa kalkacağınızı hesaba katarsanız, sonuçta pek dinç kalacağınız söylenemez. Ama bu alacağınız hazzın bir diyeti olarak görülmeli.


9.       Telefonları kapatın. Bir film gecesini, arkadaşınızın aramasından daha çok bozabilecek bir şey yoktur. Bazen öyle saçma muhabbetler çıkabilir ki ne film kalır ne de arkadaşlığınız. Emin olun biliyoruz böyle vakalar


10.   Kesinlikle tembel bir adam olmanız gerekiyor. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin uzun versiyonlarını üst üste izlediğiniz oldu mu hiç. Buna benzer filmleri farklı zamanlarda izleyemezsiniz. Bir “Baba” serisini üst üste izlemeniz daha makbuldür. Bu filmler birbirlerine o kadar uyumlu ki ayrı ayrı izlendiğinde aynı tadı vermezler.

Çeviri: Filmdizin